Page 33 - Elektrikli Araçlar 27
P. 33

Son yıllarda endüstride egemen olan en önemli trendlerden
               biri çevre dostu olmak ve dolayısıyla sürdürülebilirlik.
               Sürdürülebilirlik sizin için ne ifade ediyor, ABB bakış açınızdan
               sürdürülebilirliği nasıl tanımlıyorsunuz?



           ABB olarak sürdürülebilirliğe üç farklı açıdan bakıyoruz: Düşük karbonlu bir topluma imkan verilmesi. Kaynakların korunması ve
           toplumsal ilerlemenin teşvik edilmesi.
           Odaklandığımız bu üç alan ile sürdürülebilirliği teşvik ediyoruz. Hedeflerimizi somut, elle tutulur, eyleme dönüştürülebilir hale getirmeye
           son derece özen gösteriyoruz.

           130 yılı aşkın geçmişe sahip olan bir marka olarak içinde bulunduğumuz yüzyılın yarısını aşkın süredir müşterilerimiz için
           sürdürülebilirliği mümkün kıldığımızın altını bu vesile kuvvetle çizmek isterim. Bir başka deyişle, sürdürülebilirlik, ABB için yeni bir odak
           noktası veya son 3-5 yılda telaffuz edilmeye başlanan bir kavram değil. Yaptığımız her işin odağına sürdürülebilirliğin yerleştirilmesi,
           şirketimizin amaçları bakımından kilit unsur ve iş dünyasında olmamızın anahtar nedenlerinden biri.
           ABB oldukça heyecan verici bir yer, çünkü en önemli mega teknolojik trendlerden bazılarına destek oluyoruz. Daha önce mümkün olma-
           yan şeyleri gerçekleştirebilmek için müşterilerimizle birlikte sürekli olarak teknolojinin sınırlarını ileriye doğru zorluyoruz.
           Şirketimiz 2030 yılı sürdürülebilirlik stratejisinin de temel parçalarından biri olan sıfır emisyon hedefi ile Paris İklim Anlaşması’na uy-
           gunluk gösterirken, Türkiye gibi birçok ülkeye çevre dostu çok sayıda proje ile destek olmaktadır. Bu bağlamda özellikle raylı sistem ve
           elektrikli mobilite uygulamalarında ESS (enerji depolama sistemleri) kullanılarak hem ülkemizde hem de Dünya genelinde birçok çevre
           dostu projelere imza atmanın sevincini yaşıyoruz. Şehir içi raylı sistem uygulamalarında kullanılan ESS ürünlerimiz sayesinde trafo
           merkezlerinden çekilen gücü azaltarak enerji verimliliğini artırırken, elektrikli mobilite çözümlerimizle fosil yakıt tüketimini ve karbon
           emisyonunu sıfıra indirgemiş oluyoruz.

                                                                                                               31

               ABB Türkiye Traction ekibi olarak E-mobilite özelinde
               ülkemizde ve yurt dışında hayata geçirdiğiniz projelerden
               bahseder misiniz?









           Bu konuda Dünya’da da ilk kez gerçekleşecek en önemli projemiz Nuh Çimento kaya kamyonu elektrifikasyon dönüşüm projesidir.
           Nuh Çimento maden sahası içerisinde operasyonda bulunan kamyonların elektrikli hale getirilerek, sıfır emisyonla çalışması
           hedeflenmektedir. Operasyon ömrünün sonunda olan saatte ortalama 45 lt tüketen dizel kaya kamyonlarına tekrar kullanım alanı
           sağlanarak ciddi bir karbon emisyonunu ortadan kaldırmış ve çevreyi korumuş olacağız. Projede kullanılan Traction Motor, Traction
           Konvertör, ESS (enerji depolama sistemi) ve sistem mühendisliği ABB Türkiye ve ABB İsviçre gruplarının liderliğinde araçların yapısına
           uygun olarak geliştirilmiştir ve proje halen devam etmektedir.
           Ülkemizde ilk kez Şanlıurfa’da yapmış olduğumuz ve halihazırda ticari işletmeye başlayan üzerinde ESS (enerji depolama sistemi)
           bulunan troleybüs projesi ile toplu taşıma sistemlerindeki emisyon miktarını sıfıra düşürmekteyiz. Özellikle Traction Konvertör ve sabit
           mıknatıslı motor çözümlerimizin yüksek elektrik verimliliği ve modüler yapıları sayesinde çok daha düşük enerji ile daha fazla yolcu
           taşıyarak verimli bir işletme yapılmasına olanak sağlıyoruz. Elektrikli motorların en büyük avantajı olan rejeneratif enerji kullanılması
           ile yani frenleme esnasında ESS şarj edilerek, katener ile sürüldüğünde ise frenleme esnasında oluşan fazla gerilimi, hatta geri basarak
           büyük bir enerji verimliliği sağlanmaktadır.

           Hepimizin bildiği üzere, deniz taşıtları da önemli sera gazı emisyonu kaynağı. Kara taşıtları yanında hiç şüphesiz denizcilik sektörü
           içinde yarının taleplerini karşılayacak sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Günümüzde römorkörler, yerel feribotlar ve balıkçı tekneleri
           giderek daha fazla elektrik enerjisi ile çalışabilir şekilde dönüştürülüyor. Güç aktarma organlarının elektrifikasyonu, yani geleneksel tahrik
           bileşenlerinin çoğunun elektrik motorları, invertörler, mobil kontrolörler ve bir enerji depolama sistemi ile değiştirilmesi, güç için daha
           az fosil yakıt kullanarak operatörler için verimliliği artırmaya olanak tanıyor.

           ABB olarak sıvı soğutmalı sürücülerinin kullanıldığı tamamen elektrikli üç yeni liman römorkörü, yüksek enerji verimliliği, düşük işletme
           maliyetleri, ultra düşük gürültü seviyesi ve sıfır emisyon sağlayan özellikleri ile tasarlandı. Toplam uzunluğu 28,4 metre olan ve 70
           tonluk çekme kuvvetine sahip ElectRa 2800, şu anda İstanbul’daki Sanmar Tersaneleri’nde kısa süre önce tamamlandı.

           Yeni römorkörler tam anlamıyla çevre dostu. Gemilerin limana yanaşma ve limandan ayrılma görevlerini yürüttükleri sırada batarya
           gücüyle çalışacak şekilde tasarlandılar ve operasyon sırasında hiçbir emisyon üretmeyecekler.


                                                                                                        RÖPORTAJ
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38